27 Ekim 2010 Çarşamba

Pre-November





Kasım'da tüm iklimler kışta buluşmaya hazır. Sabah uyandığımda akşam işten çıktığımda hep karanlık gökyüzü. Yağmur,soğuyan hava,kendini rölantiye alan vücut. Dolayısıyla zihinsel seansların oranı da bir o kadar artıyor. Zevk aldığımız şeyleri artık hava muhalefetini karşımıza alarak yapıyoruz. Yine bir kaçma isteği dengeliyor insanı evde kapalı bırakan günleri. Hep aynı duran koltuk yer değiştirsin, dolaplar tekrar dolup boşalsın, hiç denemediğiniz yemeğin tarifi öğrenilip malzemeleri alınsın, okuyacağınız birikmiş kitaplar raflara girmeden önce gece uykularına eşlik etsin, yanan şömine kalorifer hatta tea light bile içinizi ısıtsın istiyorsunuz.  Nedensizce aklıma Özdemir Asaf'ın o meşhur şiiri geliyor bunları yazarken:

Yalnız kaldınız sanırsınız,
Biliyorum.
Yalnız bırakılmışsınız,
Biliyorum.
Ötesi yok.

Ötesi var:
Yalnızlık
Müziğin bile seni dinlemesidir.
Yalnızlık
İnsanın kendine mektup yazması
Ve dönüp dönüp onu okuması
Yalnızlığın da ötesidir.

Ekim'in son haftası 2 blog keşfi geliyor. Birincisi bayıldığım İskandinav evlerinden çekim fotoğraflarını paylaşan http://fantasticfrank.wordpress.com/ . Diğeri ise belli bir kalıbı olmayan dizayn dünyasına yeni bir anahtar. DESIGN IS MINE! http://designismine.blogspot.com/ İlginç tasarım haberleri ve yüksek doz nostalji içeren süper bir blog. Keep Saying TODAY IS A GOOD DAY bölümüyle beni kendine bağladı. Ziyaret etmenizi tavsiye ediyorum.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder