28 Aralık 2014 Pazar

Bu Sene...Seneye

 
Hayatı köşeli yaşayan dan-dun insanlardan olma özlemi duydum bu sene. Derinlere ve detaylara indikçe bulunduğun ortamın ve insanların yüzeyselliği seni hayal kırıklığına uğratabiliyor.
 
En sevdiğim insanı kaybetme korkusu ile yüzleştim. Bu bana akıl almaz bir sakinlik kattı. Ne ile zaman kaybetmemem gerektiğini ve neye odaklanmam gerektiğini daha iyi anladım.
 
2015'te hayatteki tüm rollerim arasına belki de en özelinin katılacağını öğrendim.
 
Rutinler ve koşuşturmalar içerisinde zamanı dondurup şükretmeye ve gerçek anlamda yaşadığım anın keyfini çıkarmaya başladım.
 
Doğru seçimlerimin üzerini tiklerken, yanlışlarımın üzerinde vakit kaybetmeden kendi kendimi uyardım.
 
Mutlu olmanın her insan için ayrı karşılıkları olduğunu idrak ettim.
 
Mutluyum demekten korkmak yerine delilik derecesinde gülmeyi ve mutluluğu yaşamayı,
birbirine kenetlenen bir ailenin dünyanın en güçlü birliğini oluşturduğunu,
ilk intibanın silinip giderken insanların üzerinde bıraktığın son duruşun asıl hatırlanan olduğunu öğrendim.
 
İşte tüm bunlar için kadeh kaldırmaya ve kutlamaya değer!
 
 

25 Kasım 2014 Salı

Ne Vakit Bir Yaşamak Düşünsem

momentsailingadventures:

#sunset over #fortlauderdale after a day #sail ⛵️#sailing #sailor #momentsailing #boat #boating #yacht #yachting #travel #florida  (at Moment Sailing Adventures - Fort Lauderdale)

 
"So if I asked you about art, you'd probably give me the skinny on every art book ever written. Michelangelo, you know a lot about him. Life's work, political aspirations, him and the pope, sexual orientations, the whole works, right? But I'll bet you can't tell me what it smells like in the Sistine Chapel. You've never actually stood there and looked up at that beautiful ceiling; seen that. If I ask you about women, you'd probably give me a syllabus about your personal favorites. You may have even been laid a few times. But you can't tell me what it feels like to wake up next to a woman and feel truly happy. You're a tough kid. And I'd ask you about war, you'd probably throw Shakespeare at me, right, "once more unto the breach dear friends." But you've never been near one. You've never held your best friend's head in your lap, watch him gasp his last breath looking to you for help. I'd ask you about love, you'd probably quote me a sonnet. But you've never looked at a woman and been totally vulnerable. Known someone that could level you with her eyes, feeling like God put an angel on earth just for you. Who could rescue you from the depths of hell. And you wouldn't know what it's like to be her angel, to have that love for her, be there forever, through anything, through cancer. And you wouldn't know about sleeping sitting up in the hospital room for two months, holding her hand, because the doctors could see in your eyes, that the terms "visiting hours" don't apply to you. You don't know about real loss, 'cause it only occurs when you've loved something more than you love yourself. And I doubt you've ever dared to love anybody that much. And look at you... I don't see an intelligent, confident man... I see a cocky, scared shitless kid. But you're a genius Will. No one denies that. No one could possibly understand the depths of you. But you presume to know everything about me because you saw a painting of mine, and you ripped my fucking life apart. You're an orphan right?"
 
Sütten çıkma ak kaşık olmadığımı, milyonlarca insandan daha şanslı koşullarda doğup hayatımı sürdürdüğümü biliyorum.
 
Sadece şu yeni yetme "Ben Z,W,Q kuşağıyım, özgür ruhluyum" deyip, yüzeysel derinlikler yaşayan sonra da sana ahkam kesenlere sözüm; köşedeki yaşam kaynağınız Starbucks'a gitmeden önce gidin ve kendinize bir hayat bulun.
 
"Ne vakit bir yaşamak düşünsem Bu kurtlar sofrasında belki zor.
Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden.."

11 Eylül 2014 Perşembe

Pi Is Not Just A Number


Çevrenizdeki insanlara ara sıra hatırlatmayı ihmal etmeyin:

Hayat MATEMATİKten ibaret değil.
Riskler alırsınız.
Fırsatlar yakalarsınız.
Kendinizi herkesten daha şanssız hissedersiniz.
Bazen klişe olanı yaparsınız.
Bazen tek ve benzersiz bir duygu yakalarsınız.

Akşam yatarken sabah kalkıp kalkmayacağımızı bilmiyoruz.
Planlar yaparken başkalarının da plan yaptığını ve herşeyin pürüzsüz gitmeyebileceğini unutuyoruz.
Sevdiklerimiz hep bizimle kalacak diye düşünüyoruz.

Hayat "kendini uzun vadede nerede görüyorsun" diye planlanmıyor.
Büyük hedeflere koşarken bu dünyada gerçek hedefimizin sevilmek olduğunu unutuyoruz.
Mutluluk en hırslı insanlar için bile yalnızlıktan geçmiyor.

Doğru zaman, doğru yol diye bir şey yok.
Ancak doğru insan diye bir gerçek var.
Hangi yola girersen gir, ne kadar zamansız olursa olsun yanında olan, seni destekleyen, düşünmeden eleştirebilen, yaşadığın her gün sana yaşattıkları için minnettar olduğun insanlar var.

Ailen, dostların, eşin

Bu değerleri unutan insanlar açıkçası bana birer çöp kutusu gibi geliyor.

5 Ağustos 2014 Salı

Senin Hikayen: Bizim Hikayemiz



"Ben Seni Çok Sevdim

Bir istiridyenin kıymetli incisini sakladığı gibi saklarım seni...
Bir bahar dalının narin tomurcuklarını sakındığı gibi korurum seni...
Çok derin...
Derinlerimde ellerin...
Bir armağan gibi Tanrı'dan bana...

Kış güneşinde altın kirpiklerin...

Ben seni çok sevdim...
Ben seni çok sevdim...
Belki zordur anlaması sessizliğimden...

Ben seni çok sevdim...
Ben seni çok sevdim...
Sen oku kelimeleri gözlerimden..."

http://www.youtube.com/watch?v=SU_s8Z8xJyY


 

2 Haziran 2014 Pazartesi

BENİM KOZAM....



Dalga geçer gibi "her yaşın bir güzelliği var" diyenlere hep güldüm. Çünkü yaşlanmanın çok zor bir süreç olduğunu çok yakından gördüm, yaşadım. Ama, 60'a merdiveni dayadığım şu 57. doğumgünümde bu lafın pekde boşuna söylenmediğine inandım. Dün gece saat 24:00 ü bir geçtiğinde üzerimi saran ipek liflerinin harika temasını hissettim. 57 yıllık yaşamımda kocaman bir aile, 32 yıllık her anı birlikte geçirmekten heyecan ve mutluluk duyduğum bir eş, hem çocuklarım hem en yakın arkadaşlarım demekten gurur duyduğum iki harika insan,onların sevdikleri ,benim de sevdiklerim, hepsi birbirinden değerli eski arkadaşlarım, daha yeni arkadaşlarım, yani kısaca tüm sevdiklerimin üzerimde çok güzel hisler veren bir koza oluşturduklarını hissettim. Hayatın en güzel başarısının bu kozayı oluşturmak olduğunu ve bunu ancak geçen yıllarla başarılabildiğini keşfettim. Her yaşın güzelliği bu kozaya her yıl yeni bir ipek dokunuş katabilmekmiş. Bu katkıyı yapan  sevdiklerime, arkadaşlarıma minnettarım.
Kozasını oluşturan gençlere, yorulup yarıda bırakanlara da mesajım şu olacak; bu duyguyu tatmak için verilen mücadeleye, sabıra , acıya, hoşgörüye herşeye değer, hayattan asla pes etmeyin...

57!


57 yıl önce, yani 1957'de,
Buradan çok ama çok uzak bir galakside
Bir kız çocuğu dünyaya geldi.

Güneşin daha az zararlı olduğu günler,
Bilek gücünün yok'tan 'var' edebildiği zamanlar.
Türkiye daha çağdaş ve yeşil iken
Hala komşunun bahçesinden elma, limon, portakal kaçırabildiğin,
Sopa yediğin ama kazık yemediğin günler

3. çocuk -en az 3 çocuk dayatması olmamasına rağmen hayret-
Adını Sema koydular
Minik, şeker menekşe gözlü bir kız
Boğaziçi Üniversitesi'ni başarıyla tamamladığında
bıraksalar ..uzun bacakları üstünde yaylanarak 
ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak 
kariyerine atlayacaktı

durmadan hayal değiştiriyorduk
çetrefil bir hayat herkesin korktuğu
kaderlerimiz kalındı sevinçlerimiz çabuk
yaşamadan dağılıyor yarısından çoğu
demeden bir adama çok  güvendi ve sevgi üzerine 2 çocuklu bir hayat kurdu

biliyorum gölgede senin uyuduğunu
bir deniz mağarası kadar kuytu ve serin
hazların aleminde yumulmuş kirpiklerin
yüzünde bir tebessüm bu ağır öğle sonu

...sonsuz bir hayat diliyorum seninle
öyle ki bu hayat bitse bile diğer hayatta yine beraber olalım
sonrası, berisi ve ilerisinde
tüm zamanlar bizim olsun
bilinçli tutsaklar gibi geçirirken ömrümüzü
aksine zaman bizim tutsağımız olsun
yaşayalım yaşlanalım ve tekrar doğalım

...Yıllar sonra bu yazıyı tekrar okuduğumuzda yüzümüzde yine tebessüm olsun

İyi ki doğdun benim güzel annem
İyi ki doğdun ve bana bu güzel hayatı verdin

I don't believe in an interventionist God
But I know, darling, that you do
But if I did I would kneel down and ask Him
Not to intervene when it came to you
Not to touch a hair on your head
To leave you as you are
And if He felt He had to direct you
Then direct you into my arms

Into my arms, O Lord
Into my arms, O Lord
Into my arms, O Lord
Into my arms

And I don't believe in the existence of angels
But looking at you I wonder if that's true
But if I did I would summon them together
And ask them to watch over you
To each burn a candle for you
To make bright and clear your path


31 Mart 2014 Pazartesi

31 Mart Pazartesi: Sevgili Babam'a



"O anki düşüncelerim... Islak toprak kokuyordu dünya. Ayaklarımı bastığım yerde başlayan ve biten bir dünya. Öylesine tek bir noktada teğetim ki dünyaya 'her an düşebilirim baba' diyordum içimden..."

Sevgili Babama,

Beni abimle birlikte özgür ve güçlü bir çocuk olarak yetiştirip, bana her şeyden öte birey olma gücümü rahat bir ortamda sağladığın için,

Kararlarıma asla müdahalede bulunmayıp, onları bana sorgulatarak daha iyi anlayıp gerekli desteği verdiğin için,

Sabah akşam çalışıp dürüst bir şekilde para kazanmanın değerini gösterdiğin için,

Akıllı bir insan olarak sadece eğitim ve iş anlamında değil, yarattığın aileyi doğru yönlendirerek bana her zaman en güzel örneği teşkil ettiğin için,

Annemin hem en yakın dostu olup hem de O'nu çok sevdiğin ve daima en kıymetlin olarak tuttuğun için,

Durum ve şartlar ne olursa olsun beni her zaman güçlü hissettirdiğin ve yanımda olduğun için,

Seni çok seviyorum,

İyi ki benim babamsın,

Bu yüzden bugün seçim sonrası her ne kadar şanssız bir dönemin içinde dahi olsak, sana sahip olduğum için çok şanslıyım. Bu sayede içimde mücadele edebilecek gücü bulabiliyorum.

Snow can wait
I forgot my mittens
Wipe my nose
Get my new boots on
I get a little warm in my heart
When I think of winter
I put my hand in my father's glove
I run off
Where the drifts get deeper
Sleeping beauty trips me with a frown
I hear a voice
"Your must learn to stand up for yourself
Cause I can't always be around"
He says:
"When you gonna make up your mind
When you gonna love you as much as I do
When you gonna make up your mind
Cause things are gonna change so fast
All the white horses are still in bed"
I tell you that "I'll always want you near"
You say that "things change my dear"

Boys get discovered as winter melts
Flowers competing for the sun
Years go by and I'm here still waiting withering where some snowman was
Mirror mirror where's the crystal palace
But I only can see the myself
Skating around the truth who I am
But I know dad the ice is getting thin
He says:
"When you gonna make up your mind
When you gonna love you as much as I do
When you gonna make up your mind
Cause things are gonna change so fast
All the white horses are still in bed"
I tell you that "I'll always want you near"
You say that "things change my dear"

Hair is grey
And the fires are burning
So many dreams
On the shelf
You say: "I wanted you to be proud of me"
I always wanted that myself

He says:
"When you gonna make up your mind
When you gonna love you as much as I do
When you gonna make up your mind
Cause things are gonna change so fast
All the white horses have gone ahead"
I tell you that "I'll always want you near"
You say that "things change my dear"
 
Things will never change!

21 Mart 2014 Cuma

Senin Resmini Ben Yapacagim




Ozgur bir gelecek icin, pisliklerden temizlenmis bir Turkiye'nin resmini 30 Mart'ta hep beraber yapalim! 

Kimseler yapamaz senin resmini
Kıyıdan açılanın tanyerinden esenin
Aramasınlar seni renklerin atlıkarıncasında
Dayanmış tahta parmaklığa bir bağ taraçasında iklimler

Bizden en uzak gezegenin kederi
Aramasınlar seni uyaklarında ışıkla gölgenin
Sen oyunun dışındasın oylumların da yüzeylerinde
Bir yerlerde bir sevinç günün birinde fışkırır

Kimseler yapamaz senin resmini
Kıyıdan açılanın tan yerinden esenin
Sen kendi resmini kendin de yapamazsın
Gümüş kanatlı bir balık sıçrıyor enginde

Aynaların içine girip ötelere gitme boşu boşuna geceleri
Yitirilmiş erkekler gelir kadınlar koğuşuna geceleri
Sen kendi resmini kendin de yapamazsın
Bir açılıp bir kapanır kapılar yüreğinde

Senin resmini ben yapacağım...

Nazim Hikmet Ran

20 Şubat 2014 Perşembe

Another 'Let It Be' Moment


Birkaç haftadır işlerin de yoğunluğuyla reddetmeye çalıştığım gerçek bugün itibariyle yüzüme vurdu.

Bazı insanlar vardır. Kendini tanıtmana gerek kalmadan seni tanır, kendini kanıtlamana gerek kalmadan seni görür. Aynı dili konuşmaya başladıkça arkadaşın olur, en umutsuz anlarını sahiplenen ve seni çekip çıkaran, mutlu anlarını seninle içtenlikle paylaşan dostun olur..

İş hayatında kalıcı bir dost kazanılır mıymış? Bu kısa hayatımda bunu tecrübe etmiş oldum.

Sınırsız hayalgücü ve zekasıyla bu dünyayı daha yaşanabilir ve renkli bir yer haline getiren dostumun gideceği her yerde ışık saçacağını biliyorum.

Geçen hafta anneme gerçek başarı ile ilgili bir şiir göndermiştim. (Bu şiiri de Sevgili Çisem'den çalmıştım:)
Sonunda şöyle yazıyordu:

"...Fark yaratmak birinin hayatında
Ve bilmek birinin daha rahat nefes aldığını
Senin varlığınla
Budur asıl başarı"

Sen benim ve daha birçok kişinin hayatında fark yarattın Alper'cim. Yaratmaya da devam edeceksin.

Başta da söylediğim gibi veda etmek yanlış olur. Çapar'lar Kutsal'ların hayatına hoşgeldi :)

http://www.youtube.com/watch?v=WcBnJw-H2wQ

"When I find myself in times of trouble
Mother Mary comes to me
Speaking words of wisdom, let it be
And in my hour of darkness
She is standing right in front of me
Speaking words of wisdom, let it be
Let it be, let it be
Let it be, let it be
Whisper words of wisdom, let it be

And when the broken hearted people
Living in the world agree
There will be an answer, let it be
For though they may be parted
There is still a chance that they will see
There will be an answer, let it be
Let it be, let it be
Let it be, let it be
Yeah there will be an answer, let it be
Let it be, let it be
Let it be, let it be
Whisper words of wisdom, let it be

Let it be, let it be
Ah let it be, yeah let it be
Whisper words of wisdom, let it be
And when the night is cloudy
There is still a light that shines on me
Shine on until tomorrow, let it be
I wake up to the sound of music,
Mother Mary comes to me
Speaking words of wisdom, let it be
Yeah let it be, let it be
Let it be, yeah let it be
Oh there will be an answer, let it be
Let it be, let it be
Let it be, yeah let it be
Oh there will be an answer, let it be
Let it be, let it be
Ah let it be, yeah let it be
Whisper words of wisdom, let it be"

5 Şubat 2014 Çarşamba

Yalnızlığı Red Kit Jeneriğinden Öğrenenlere


Biz... Kalbi yorgun, ruhu sabırsız, kör kütük aşık bir nesiliz.
Mış gibi yapma yetilerimizi hiç sahip olamadığımız derinliklerden alıyoruz.

Tükenmişliği küçük yaşta herşeye sahip olmaktan,
Aşkı imkansızlık hikayelerinden,
Yalnızlığı ise Red Kit çizgi filminin jenerik müziğinden öğrenmişiz.

Ve bu çok imrendiğimiz uç duyguları derinlemesine yaşamışız efekti vermeyi seviyoruz.

Bugün laptop en yakın arkadaşım olmuşken,
Gecenin şarkısı da;

Lonesome cowboy, lonesome cowboy,
You're a long long way from home
Lonesome cowboy, lonesome cowboy,
You've a long long way to roam

I'm a poor lonesome cowboy
I'm a long long way from home
And this poor lonesome cowboy
Has got a long long way to roam
Over mountains over prairies
From dawn till day is done
My horse and me keep riding
Into the setting sun

 

4 Şubat 2014 Salı

Not Windmills But Milestones Of My Life


Öğrendim ki... 
Kimseyi sizi sevmeye zorlayamazsınız. 
Kendinizi sevilecek insan yapabilirsiniz, 
Gerisini karşı tarafa bırakırsınız. 

Öğrendim ki... 
Güveni geliştirmek yıllar alıyor, 
Yıkmak bir dakika. 


Öğrendim ki... 
Hayatında nelere sahip olduğun değil 
Kiminle olduğun önemli. 

Öğrendim ki... 
Sevimlilik yaparak 15 dakika kazanmak mümkün 
Ama sonrası için bir şeyler bilmek gerek. 

Öğrendim ki... 
Kendini en iyilerle kıyaslamak değil 
Kendi en iyinle kıyaslamak sonuç getirir. 

Öğrendim ki... 
İnsanların başına ne geldiği değil 
O durumda ne yaptıkları önemli. 

Öğrendim ki... 
Ne kadar küçük dilimlersen dilimle 
Her işin iki yüzü var. 

Öğrendim ki... 
Olmak istediğim insan olabilmem 
Çok vakit alıyor. 

Öğrendim ki... 
Karşılık vermek 
Düşünmekten çok daha basit. 

Öğrendim ki... 
Bütün sevdiklerinle iyi ayrılman gerek 
Hangisi son görüşme olacak bilemiyorsun. 

Öğrendim ki... 
'Bittim' dediğin andan itibaren 
Pilinin bitmesine daha çok var. 

Öğrendim ki... 
Sen tepkilerini kontrol edemezsen 
Tepkilerin hayatını kontrol eder. 

Öğrendim ki... 
Kahraman dediğimiz insanlar 
Bir şey yapılması gerektiğinde 
Yapılması gerekeni 
Şartlar ne olursa olsun yapanlar. 

Öğrendim ki... 
Affetmeyi öğrenmek deneyerek oluyor. 

Öğrendim ki... 
Bazı insanlar sizi çok seviyor 
Ama bunu nasıl göstereceğini bilemiyor. 

Öğrendim ki... 
Ne kadar ilgi ve ihtimam gösterseniz 
Bazıları hiç karşılık vermiyor. 

Öğrendim ki... 
Para ucuz bir başarı. 

Öğrendim ki... 
En iyi arkadaşla sıkıcı an olmaz. 

Öğrendim ki... 
Düştüğün anda seni tekmeleyeceğini düşündüklerinden bazıları 
Kaldırmak için elini uzatır. 

Öğrendim ki... 
İki insan aynı şeye bakıp 
Tamamen farklı şeyler görebilir. 

Öğrendim ki... 
Aşık olmanın ve aşkı yaşamanın çok çeşidi vardır. 

Öğrendim ki... 
Her şartta kendisiyle dürüst kalanlar 
Daha uzun yol yürüyor. 


Öğrendim ki... 
Hiç tanımadığın insanlar, 
iki saat içinde, 
senin hayatını değiştirir. 

Öğrendim ki... 
Anlatmak ve yazmak ruhu rahatlatır. 

Öğrendim ki... 
Duvarda asılı diplomalar 
İnsanı insan yapmaya yetmez. 

Öğrendim ki... 
Aşk kelimesi ne kadar çok kullanılırsa, anlam yükü o kadar azalır. 

Öğrendim ki... 
Karşısındakini kırmamak ve inançlarını savunmak arasında çizginin 
nereden geçtiğini bulmak zor. 

Öğrendim ki... 
Gerçek arkadaşlar arasına mesafe girmez. 
Gerçek aşkların da! 

Öğrendim ki... 
Tecrübenin kaç yaşgünü partisi yaşadığınızla ilgisi yok, 
Ne tür deneyimler yaşadığınızla var. 

Öğrendim ki... 
Aile hep insanın yanında olmuyor. 
Akrabanız olmayan insanlardan ilgi, sevgi ve güven öğrenebiliyorsunuz. 
Aile her zaman biyolojik değil. 

Öğrendim ki... 
Ne kadar yakın olursa olsunlar 
En iyi arkadaşlar da ara sıra üzebilir. 
Onları affetmek gerekir. 

Öğrendim ki... 
Bazen başkalarını affetmek yetmiyor. 
Bazen insanın kendisini affedebilmesi gerekiyor. 

Öğrendim ki... 
Yüreğiniz ne kadar kan ağlarsa ağlasın 
Dünya sizin için dönmesini durdurmuyor. 

Öğrendim ki... 
Şartlar ve olaylar, 
Kim olduğumuzu etkilemiş olabilir. 
Ama ne olduğumuzdan kendimiz sorumluyuz. 

Öğrendim ki... 
İki kişi münakaşa ediyorsa, 
Bu birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmez. 
Etmemeleri de sevdikleri anlamına gelmez. 

Öğrendim ki... 
Her problem kendi içinde bir fırsat saklar. 
Ve problem, fırsatın yanında cüce kalır. 

Öğrendim ki... 
Sevgiyi çabuk kaybediyorsun, pişmanlığın uzun yıllar sürüyor.

Ataol Behramoğlu

1 Şubat 2014 Cumartesi

Şubat? Sen Kimsin Dostum


Şubat ayıyla ilgili hiç idmanım yok. Ne bir doğumgünü, ne bir kutlama, ne havanın soğukluğuna karşı önem, ne de kara özlem.

Bahara 1 kaladır benim için Şubat. Dışarı çıkmalar hep eve dönünce bulacağın huzur içindir. Hep bir balık neşesiyle karşılarsın evde geçen haftasonlarını. Yazın uygulamayacağın kararlar alırsın.

Taşınmak istersin sevdiklerinin yanına,
Yaptığın işten aldığın zevki sorgularsın,
Seneler geçtiğini düşünmek için zaman aralığı yaratır sana Şubat..

Sevemedim seni Şubat, reddetmeye devam edersem, sorun olur mu?