9 Haziran 2010 Çarşamba

Bu Filmin Kötü Adamı Benim

"O anki düşüncelerim... Islak toprak kokuyordu dünya. Ayaklarımı bastığım yerde başlayan ve biten bir dünya. Öylesine tek bir noktada teğetim ki dünyaya 'her an düşebilirim baba' diyordum içimden. Babam mezar taşındaki adını oluşturan harflerin içinden gülümsüyordu bana. Belki de cehaletime gülüyordu. Bin kez anlatmamış mıydı, neden dünyadan uzaya fırlamadığımızı? Keşke yine anlatabilseydi..." (Murat Gülsoy - Bu Filmin Kötü Adamı Benim)

Gün gelir hayatınızın merkezi kayar, çok sevdiğiniz bir insanı kaybedersiniz. Ne yaşarsanız yaşayın sizinle olacakmış gibi düşündüğünüz insanları. Dedem ve büyükbabamı ilk kaybettiğimde hayatın bu saçmalığı beynimi yormuştu uzunca, sonra güçsüzlük, çaresizlik.. Hem birşeylere tutunmayı zorunlu kılıyor bu düzen, hem de her insanda onları arıyorsunuz.

Eski evlerden taşınmak sadece yer değiştirmek değildir. Alıştığınız envai çeşit kokuyu, anıyı bırakmaktır. O merdivenlerden kayıp kaşımızı yarmışızdır belki, ilk doğumgünümüzü orada kutlamışızdır, köşedeki palmiye ağacını biz dikmiş, hıçkıra hıçkıra o duvarlar arasında ağlamışızdır.

Hayatın merkezi kayar diyorum. "Değişimlere açık mısınız?" gibi profesyonel yaşam sorularına bu yüzden kuşkuyla bakarım. Çünkü ben giderken de yanımda taşırım herşeyi. Bir dostun attığı kazığı, yaşanılan evleri, en mutlu anları, kıyıda köşede depolanamayan kokuları. Bu yüzdendir Murat Gülsoy'un en sevdiğim romanının adı gibi Bu Filmin Kötü Adamı Benim.

"..uzak geçmişten süzülüp gelen neşideler neşidesi’ydi Gaye. Ben eski mutlu bir amerikan filmi. kahramanlarının aptallık derecesinde saf ve iyi niyetli oldukları o stüdyo filmlerinin sahte yağmurlu sokakları kadar içli; aşk dışında hiçbir seçeneğe yüz vermeden korkusuzca sigara içen jönleri kadar kararlıydım. Gözü karaydım. Aynaya baktığımda tanınmayacak kadar değişmiş olduğumu gördüm. Gaye bana baktığında ne görüyorsa o olmuştum. Başka insanlarla yaşarken varlığını hissettiğim kuşkulardan örülmüş o şeffaf duvarın eriyip gittiğini hissetmiştim. hissetmiştim. kendimi... Şu evrende yapayalnız olmadığımı... Şu anlam veremediğim hayatın içinde zavallı bir nokta olmadığımı... hissetmiştim.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder