15 Mart 2015 Pazar

Run Baby Run


Hayatını sonuna kadar engebesiz ve kusursuz yaşayan insanlar var mıdır diye merak ediyorum ara sıra.

Bazı rutinler sizi ele geçirdiği zaman onlardan vazgeçmek derinizi yüzmek kadar acı verebiliyor. İşin kötüsü bu rutinlerin içerisindeyken hiçbir şeyin farkında olmadan hayatınıza devam ediyorsunuz.

Bu gel git içinde bulduğum en rasyonel çözüm: ailemi ve dostlarımı düşüncelerin beni sarıp sarmalamasına mahal vermeden oldukça yakınımda tutmak.

Bir de ben büyümeden içimde bir şeyler büyüyor bu aralar, o tamamen ayrı bir hikaye :)

28 Aralık 2014 Pazar

Bu Sene...Seneye

 
Hayatı köşeli yaşayan dan-dun insanlardan olma özlemi duydum bu sene. Derinlere ve detaylara indikçe bulunduğun ortamın ve insanların yüzeyselliği seni hayal kırıklığına uğratabiliyor.
 
En sevdiğim insanı kaybetme korkusu ile yüzleştim. Bu bana akıl almaz bir sakinlik kattı. Ne ile zaman kaybetmemem gerektiğini ve neye odaklanmam gerektiğini daha iyi anladım.
 
2015'te hayatteki tüm rollerim arasına belki de en özelinin katılacağını öğrendim.
 
Rutinler ve koşuşturmalar içerisinde zamanı dondurup şükretmeye ve gerçek anlamda yaşadığım anın keyfini çıkarmaya başladım.
 
Doğru seçimlerimin üzerini tiklerken, yanlışlarımın üzerinde vakit kaybetmeden kendi kendimi uyardım.
 
Mutlu olmanın her insan için ayrı karşılıkları olduğunu idrak ettim.
 
Mutluyum demekten korkmak yerine delilik derecesinde gülmeyi ve mutluluğu yaşamayı,
birbirine kenetlenen bir ailenin dünyanın en güçlü birliğini oluşturduğunu,
ilk intibanın silinip giderken insanların üzerinde bıraktığın son duruşun asıl hatırlanan olduğunu öğrendim.
 
İşte tüm bunlar için kadeh kaldırmaya ve kutlamaya değer!
 
 

25 Kasım 2014 Salı

Ne Vakit Bir Yaşamak Düşünsem

momentsailingadventures:

#sunset over #fortlauderdale after a day #sail ⛵️#sailing #sailor #momentsailing #boat #boating #yacht #yachting #travel #florida  (at Moment Sailing Adventures - Fort Lauderdale)

 
"So if I asked you about art, you'd probably give me the skinny on every art book ever written. Michelangelo, you know a lot about him. Life's work, political aspirations, him and the pope, sexual orientations, the whole works, right? But I'll bet you can't tell me what it smells like in the Sistine Chapel. You've never actually stood there and looked up at that beautiful ceiling; seen that. If I ask you about women, you'd probably give me a syllabus about your personal favorites. You may have even been laid a few times. But you can't tell me what it feels like to wake up next to a woman and feel truly happy. You're a tough kid. And I'd ask you about war, you'd probably throw Shakespeare at me, right, "once more unto the breach dear friends." But you've never been near one. You've never held your best friend's head in your lap, watch him gasp his last breath looking to you for help. I'd ask you about love, you'd probably quote me a sonnet. But you've never looked at a woman and been totally vulnerable. Known someone that could level you with her eyes, feeling like God put an angel on earth just for you. Who could rescue you from the depths of hell. And you wouldn't know what it's like to be her angel, to have that love for her, be there forever, through anything, through cancer. And you wouldn't know about sleeping sitting up in the hospital room for two months, holding her hand, because the doctors could see in your eyes, that the terms "visiting hours" don't apply to you. You don't know about real loss, 'cause it only occurs when you've loved something more than you love yourself. And I doubt you've ever dared to love anybody that much. And look at you... I don't see an intelligent, confident man... I see a cocky, scared shitless kid. But you're a genius Will. No one denies that. No one could possibly understand the depths of you. But you presume to know everything about me because you saw a painting of mine, and you ripped my fucking life apart. You're an orphan right?"
 
Sütten çıkma ak kaşık olmadığımı, milyonlarca insandan daha şanslı koşullarda doğup hayatımı sürdürdüğümü biliyorum.
 
Sadece şu yeni yetme "Ben Z,W,Q kuşağıyım, özgür ruhluyum" deyip, yüzeysel derinlikler yaşayan sonra da sana ahkam kesenlere sözüm; köşedeki yaşam kaynağınız Starbucks'a gitmeden önce gidin ve kendinize bir hayat bulun.
 
"Ne vakit bir yaşamak düşünsem Bu kurtlar sofrasında belki zor.
Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden.."

11 Eylül 2014 Perşembe

Pi Is Not Just A Number


Çevrenizdeki insanlara ara sıra hatırlatmayı ihmal etmeyin:

Hayat MATEMATİKten ibaret değil.
Riskler alırsınız.
Fırsatlar yakalarsınız.
Kendinizi herkesten daha şanssız hissedersiniz.
Bazen klişe olanı yaparsınız.
Bazen tek ve benzersiz bir duygu yakalarsınız.

Akşam yatarken sabah kalkıp kalkmayacağımızı bilmiyoruz.
Planlar yaparken başkalarının da plan yaptığını ve herşeyin pürüzsüz gitmeyebileceğini unutuyoruz.
Sevdiklerimiz hep bizimle kalacak diye düşünüyoruz.

Hayat "kendini uzun vadede nerede görüyorsun" diye planlanmıyor.
Büyük hedeflere koşarken bu dünyada gerçek hedefimizin sevilmek olduğunu unutuyoruz.
Mutluluk en hırslı insanlar için bile yalnızlıktan geçmiyor.

Doğru zaman, doğru yol diye bir şey yok.
Ancak doğru insan diye bir gerçek var.
Hangi yola girersen gir, ne kadar zamansız olursa olsun yanında olan, seni destekleyen, düşünmeden eleştirebilen, yaşadığın her gün sana yaşattıkları için minnettar olduğun insanlar var.

Ailen, dostların, eşin

Bu değerleri unutan insanlar açıkçası bana birer çöp kutusu gibi geliyor.

5 Ağustos 2014 Salı

Senin Hikayen: Bizim Hikayemiz



"Ben Seni Çok Sevdim

Bir istiridyenin kıymetli incisini sakladığı gibi saklarım seni...
Bir bahar dalının narin tomurcuklarını sakındığı gibi korurum seni...
Çok derin...
Derinlerimde ellerin...
Bir armağan gibi Tanrı'dan bana...

Kış güneşinde altın kirpiklerin...

Ben seni çok sevdim...
Ben seni çok sevdim...
Belki zordur anlaması sessizliğimden...

Ben seni çok sevdim...
Ben seni çok sevdim...
Sen oku kelimeleri gözlerimden..."

http://www.youtube.com/watch?v=SU_s8Z8xJyY


 

2 Haziran 2014 Pazartesi

BENİM KOZAM....



Dalga geçer gibi "her yaşın bir güzelliği var" diyenlere hep güldüm. Çünkü yaşlanmanın çok zor bir süreç olduğunu çok yakından gördüm, yaşadım. Ama, 60'a merdiveni dayadığım şu 57. doğumgünümde bu lafın pekde boşuna söylenmediğine inandım. Dün gece saat 24:00 ü bir geçtiğinde üzerimi saran ipek liflerinin harika temasını hissettim. 57 yıllık yaşamımda kocaman bir aile, 32 yıllık her anı birlikte geçirmekten heyecan ve mutluluk duyduğum bir eş, hem çocuklarım hem en yakın arkadaşlarım demekten gurur duyduğum iki harika insan,onların sevdikleri ,benim de sevdiklerim, hepsi birbirinden değerli eski arkadaşlarım, daha yeni arkadaşlarım, yani kısaca tüm sevdiklerimin üzerimde çok güzel hisler veren bir koza oluşturduklarını hissettim. Hayatın en güzel başarısının bu kozayı oluşturmak olduğunu ve bunu ancak geçen yıllarla başarılabildiğini keşfettim. Her yaşın güzelliği bu kozaya her yıl yeni bir ipek dokunuş katabilmekmiş. Bu katkıyı yapan  sevdiklerime, arkadaşlarıma minnettarım.
Kozasını oluşturan gençlere, yorulup yarıda bırakanlara da mesajım şu olacak; bu duyguyu tatmak için verilen mücadeleye, sabıra , acıya, hoşgörüye herşeye değer, hayattan asla pes etmeyin...

57!


57 yıl önce, yani 1957'de,
Buradan çok ama çok uzak bir galakside
Bir kız çocuğu dünyaya geldi.

Güneşin daha az zararlı olduğu günler,
Bilek gücünün yok'tan 'var' edebildiği zamanlar.
Türkiye daha çağdaş ve yeşil iken
Hala komşunun bahçesinden elma, limon, portakal kaçırabildiğin,
Sopa yediğin ama kazık yemediğin günler

3. çocuk -en az 3 çocuk dayatması olmamasına rağmen hayret-
Adını Sema koydular
Minik, şeker menekşe gözlü bir kız
Boğaziçi Üniversitesi'ni başarıyla tamamladığında
bıraksalar ..uzun bacakları üstünde yaylanarak 
ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak 
kariyerine atlayacaktı

durmadan hayal değiştiriyorduk
çetrefil bir hayat herkesin korktuğu
kaderlerimiz kalındı sevinçlerimiz çabuk
yaşamadan dağılıyor yarısından çoğu
demeden bir adama çok  güvendi ve sevgi üzerine 2 çocuklu bir hayat kurdu

biliyorum gölgede senin uyuduğunu
bir deniz mağarası kadar kuytu ve serin
hazların aleminde yumulmuş kirpiklerin
yüzünde bir tebessüm bu ağır öğle sonu

...sonsuz bir hayat diliyorum seninle
öyle ki bu hayat bitse bile diğer hayatta yine beraber olalım
sonrası, berisi ve ilerisinde
tüm zamanlar bizim olsun
bilinçli tutsaklar gibi geçirirken ömrümüzü
aksine zaman bizim tutsağımız olsun
yaşayalım yaşlanalım ve tekrar doğalım

...Yıllar sonra bu yazıyı tekrar okuduğumuzda yüzümüzde yine tebessüm olsun

İyi ki doğdun benim güzel annem
İyi ki doğdun ve bana bu güzel hayatı verdin

I don't believe in an interventionist God
But I know, darling, that you do
But if I did I would kneel down and ask Him
Not to intervene when it came to you
Not to touch a hair on your head
To leave you as you are
And if He felt He had to direct you
Then direct you into my arms

Into my arms, O Lord
Into my arms, O Lord
Into my arms, O Lord
Into my arms

And I don't believe in the existence of angels
But looking at you I wonder if that's true
But if I did I would summon them together
And ask them to watch over you
To each burn a candle for you
To make bright and clear your path