57 yıl önce, yani 1957'de,
Buradan çok ama çok uzak bir galakside
Bir kız çocuğu dünyaya geldi.
Güneşin daha az zararlı olduğu günler,
Bilek gücünün yok'tan 'var' edebildiği zamanlar.
Türkiye daha çağdaş ve yeşil iken
Hala komşunun bahçesinden elma, limon, portakal kaçırabildiğin,
Sopa yediğin ama kazık yemediğin günler
3. çocuk -en az 3 çocuk dayatması olmamasına rağmen hayret-
Adını
Sema koydular
Minik, şeker menekşe gözlü bir kız
Boğaziçi Üniversitesi'ni başarıyla tamamladığında
bıraksalar ..
uzun bacakları üstünde yaylanarak
ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
kariyerine atlayacaktı
durmadan hayal değiştiriyorduk
çetrefil bir hayat herkesin korktuğu
kaderlerimiz kalındı sevinçlerimiz çabuk
yaşamadan dağılıyor yarısından çoğu
demeden bir adama çok güvendi ve sevgi üzerine 2 çocuklu bir hayat kurdu
biliyorum gölgede senin uyuduğunu
bir deniz mağarası kadar kuytu ve serin
hazların aleminde yumulmuş kirpiklerin
yüzünde bir tebessüm bu ağır öğle sonu
...sonsuz bir hayat diliyorum seninle
öyle ki bu hayat bitse bile diğer hayatta yine beraber olalım
sonrası, berisi ve ilerisinde
tüm zamanlar bizim olsun
bilinçli tutsaklar gibi geçirirken ömrümüzü
aksine zaman bizim tutsağımız olsun
yaşayalım yaşlanalım ve tekrar doğalım
...Yıllar sonra bu yazıyı tekrar okuduğumuzda yüzümüzde yine tebessüm olsun
İyi ki doğdun benim güzel annem
İyi ki doğdun ve bana bu güzel hayatı verdin
I don't believe in an interventionist GodBut I know, darling, that you doBut if I did I would kneel down and ask HimNot to intervene when it came to youNot to touch a hair on your headTo leave you as you areAnd if He felt He had to direct youThen direct you into my armsInto my arms, O LordInto my arms, O LordInto my arms, O LordInto my armsAnd I don't believe in the existence of angelsBut looking at you I wonder if that's trueBut if I did I would summon them togetherAnd ask them to watch over youTo each burn a candle for youTo make bright and clear your path