2 Haziran 2010 Çarşamba

Ispirazione Italiana e Francese

 Çok eski zamanlarda asalet ağır, koyu renk kumaşlarla, zenginliğin gözünüzün içine sokulduğu işlemeli mobilyalarla, abartılı mücevherlerle ölçülüyordu. Zarif, asil, zengin bu üç kavram birbirinin içine girmiş haldeydi. Yüzyıllar öncesinde oluşan bu alışkanlıklar demokrasi seslerinin yankılandığı toplumlarda, ekonomik çalkalanmaların ve dengesizliklerin bir sonucu olarak hala göz yormaya devam ediyor. Bu yüzden İtalyan ve Fransız stillerini incelediğimde çölün ortasında vahaya düşmüş gibi hissediyorum kendimi. Neden mi?
Amaçsızca alışveriş yapan, neyi nerede kullanacağını bilmeyen, istediğimiz için değil olması gerektiği için bazı şeylere sahip olan bir toplumuz biz. Güzel bir hediyeyi parlak kutulara koyup simli kağıtlarla kaplamayı tercih ederiz. Aynı şekilde ya her boş alanı kullanışsız mobilyalarla doldururuz ya da minimalistiz diye geçinerek buzdolabına benzeyen yaşanılmamış evler yaratırız.

Konunun dışana çıkmadan iki büyük keşfimden bahsetmem lazım. Uzun zamandır takip ettiğim http://style-files.com/ - The Style Files- Martha Stewart Living dergisi için hazırlanan Italyan tarzı styling çalışması ve Paris'teki yeni keşifleri Laurier adlı butik restoranı bloglarında paylaştılar.

Yukarıda Laurier, Paris'in dükkan bölümünde satılan kaseler, şişeler ve zeytinyağları yer alıyor. Resimde en çok dikkate çarpan doğal tonların kullanılması. Teferruatlı çanak çömleklerin masalardan kalkması gerekmiyor mu? En yazından yazın kendinize bir iyilik yapıp, silkinerek keten elbiselerinizi üzerinize geçirip, boyalardan arınıp, gözlerinizi yormayacak bu renkleri tercih edin.


Martha Stewart Living için hazırlanan bu İtalyan tarzı yaz akşam yemeği önerisiyse mükemmel. Özellikle ülkemizde, kolaylıkla bulduğumuz envai çeşit meyve sebzelerle açık büfe yaz sofraları hazırlamak oldukça zevkli.
 Şıklık ve zerafet abartıdan çok doğallıkta gizli.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder